When to use ”Ayrıca” in Turkish?
When to use ”Ayrıca” in Turkish?
How to Use “Ayrıca” in Turkish: A Complete Guide for Learners
“Ayrıca” is a common Turkish conjunction meaning “in addition,” “moreover,” “furthermore,” or “also.” It helps connect ideas and add extra information to sentences.
📌 When to Use “Ayrıca”?
-
To Add Extra Information
-
“Türkçe öğreniyorum. Ayrıca, İspanyolca da biliyorum.”
(I’m learning Turkish. Additionally, I also know Spanish.)
-
-
To Introduce Another Point
-
“Bu restoran lezzetli. Ayrıca, fiyatlar uygun.”
(This restaurant is delicious. Moreover, the prices are reasonable.)
-
-
To Emphasize an Additional Fact
-
“Ders çalıştım. Ayrıca, tüm ödevleri bitirdim.”
(I studied. Furthermore, I finished all the assignments.)
-
📚 20 Example Sentences with “Ayrıca”
1. Türkçe konuşabiliyorum. Ayrıca, İngilizce de biliyorum.
(I can speak Turkish. Additionally, I also know English.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
konuşabiliyorum | I can speak |
biliyorum | I know |
2. Bu telefon hızlı. Ayrıca, kamerası çok iyi.
(This phone is fast. Moreover, its camera is great.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
hızlı | fast |
kamera | camera |
3. Bugün alışveriş yaptım. Ayrıca, arkadaşlarımla buluştum.
(I went shopping today. In addition, I met with friends.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
alışveriş | shopping |
buluştum | I met |
4. Bu kitap ilginç. Ayrıca, çok bilgilendirici.
(This book is interesting. Furthermore, it’s very informative.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
ilginç | interesting |
bilgilendirici | informative |
5. Spor yapıyorum. Ayrıca, sağlıklı besleniyorum.
(I exercise. Additionally, I eat healthily.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
spor yapmak | to exercise |
sağlıklı | healthy |
6. İstanbul’u seviyorum. Ayrıca, Ankara’ya da gitmek istiyorum.
(I love Istanbul. Also, I want to visit Ankara too.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
seviyorum | I love |
gitmek istiyorum | I want to go |
7. Müzik dinliyorum. Ayrıca, gitar çalıyorum.
(I listen to music. Besides, I play the guitar.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
dinliyorum | I listen |
çalıyorum | I play |
8. Bu film çok güzel. Ayrıca, oyuncular harika.
(This movie is great. Moreover, the actors are amazing.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
film | movie |
oyuncular | actors |
9. Yazılım öğreniyorum. Ayrıca, tasarım da yapıyorum.
(I’m learning coding. Additionally, I also do design.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
yazılım | software |
tasarım | design |
10. Kahve içiyorum. Ayrıca, çay da seviyorum.
(I drink coffee. Also, I like tea too.)
Turkish Word | English Meaning |
---|---|
içiyorum | I drink |
seviyorum | I like |
11 Üniversiteyi bitirdim, ayrıca yüksek lisans yapmayı da düşünüyorum.
(I graduated from university, and I’m also considering doing a master’s degree.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
üniversite | university | noun |
bitirmek | to graduate | verb |
yüksek lisans | master’s degree | noun phrase |
düşünmek | to consider | verb |
12. Bu akşam yemeği pişirdim, ayrıca tatlı da hazırladım.
(I cooked dinner tonight, and I also prepared dessert.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
akşam | evening | noun |
pişirmek | to cook | verb |
tatlı | dessert | noun |
hazırlamak | to prepare | verb |
13. İş yerinde sunum yaptım, ayrıca raporları da tamamladım.
(I gave a presentation at work, and I also completed the reports.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
iş yeri | workplace | noun |
sunum | presentation | noun |
rapor | report | noun |
tamamlamak | to complete | verb |
14. Hafta sonu için otel rezervasyonu yaptım, ayrıca araba da kiraladım.
(I made a hotel reservation for the weekend, and I also rented a car.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
hafta sonu | weekend | noun |
rezervasyon | reservation | noun |
araba | car | noun |
kiralamak | to rent | verb |
15. Yeni bir dil öğreniyorum, ayrıca enstrüman çalmayı da deniyorum.
(I’m learning a new language, and I’m also trying to play an instrument.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
dil | language | noun |
öğrenmek | to learn | verb |
enstrüman | instrument | noun |
denemek | to try | verb |
16. Bu kitabı okudum, ayrıca özetini de çıkardım.
(I read this book, and I also made a summary of it.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
kitap | book | noun |
okumak | to read | verb |
özet | summary | noun |
çıkarmak | to extract/make | verb |
17. Ev temizliği yaptım, ayrıca çamaşırları da yıkadım.
(I did house cleaning, and I also washed the laundry.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
temizlik | cleaning | noun |
çamaşır | laundry | noun |
yıkamak | to wash | verb |
18. Proje için araştırma yaptım, ayrıca görseller de hazırladım.
(I did research for the project, and I also prepared visuals.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
proje | project | noun |
araştırma | research | noun |
görsel | visual | noun |
19. Yaz tatilinde denize girdim, ayrıca tarihi yerleri de gezdim.
(During summer vacation, I swam in the sea, and I also visited historical places.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
yaz tatili | summer vacation | noun |
deniz | sea | noun |
tarihi yer | historical place | noun |
gezmek | to visit | verb |
20. Toplantıya katıldım, ayrıca önemli notlar da aldım.
(I attended the meeting, and I also took important notes.)
Turkish Word | English Meaning | Part of Speech |
---|---|---|
toplantı | meeting | noun |
katılmak | to attend | verb |
not | note | noun |
almak | to take | verb |
For more grammar lesson cilick here!
You can watch this video for grammar (How to Use ‘Ne Var ki’ in Turkish)
🔍 Key Takeaways
✔ “Ayrıca” = “in addition,” “moreover,” “also”
✔ Used to add extra information in a sentence
✔ Works in both spoken and written Turkish
✔ Similar to “bunun yanında” (besides), but more formal
💡 Practice Exercise
Try replacing “ayrıca” in these sentences with:
-
“üstelik” (more emphatic)
-
“bunun yanında” (more casual)
Example:
-
“Türkçe biliyorum. Üstelik, İngilizce de konuşuyorum.”